Erdek'in en eski şoförü Necati Elmas: Şoförlüğü ve politikayı çok seviyorum”

Söyleşi:
Önder BALIKÇI-Taygun ERTAN
Bugünkü konuğumuz, Erdek’te uzun yıllardır şoförlük yapan, yine yıllardır politikanın içinde yer alan Necati Elmas olacak. Elmas ile şoförlük mesleğini ve politikayı sizler için konuştuk. Ortaya zevkle okuyacağınızı düşündüğümüz ilginç bir söyleşi çıktı. 1.1.1943’te, Gönen’in Havutça Köyü’nde doğan Hacı Necati Elmas ile söyleşimizi aşağıda sunu yoruz.
X X X
* Erdek ile yollarınız nasıl kesişti, Necati Bey?
- 1965 yılının üçüncü ayında Erdek’e geldim. O yıllarda ismi “Tusan” olan bugünkü Gül Plaj’da şoförlüğe başladım. Erdek’te evlendim.
* O dönemde Erdek turizmi nasıldı?
-Çok canlıydı. Başta Almanlar olmak üzere çok sayıda yabancı turist gelirdi. Bu yabancı turistlerin genellikle Tusan, Pınar ve Eker Otel’de kaldıklarını hatırlıyorum. O yıllarda Erdek turizmi mayıs ayında başlardı. Bu ayda ilçede çok sayıda yabancı turist olurdu. Bazı oteller, bu yabancı turistler için çevreye turistik geziler düzenlerdi. Ben de şoför olarak onları gezdirirdim. O dönemde bugün turizmde çok ilerleyen Burhaniye, Ören gibi yerlerin ismi bile geçmezdi. Erdek’in turizmde bir numara olduğu dönemde, bugün turistik tesislerin bulunduğu Ören, bir bataklıktan farksızdı.
* Bugün neden Erdek turizmi çok geriledi?
- Bunun nedenleri çok yönlü araştırılmalı. Ali Haydar Sarı, belediye başkanlığı döneminde turizme pek asılmadı. O, Erdek’in doğal yapısının bozulmamasından yanaydı. Daha sonraki yıllarda Erdek turizmi çok canlandı ama bugün gelinen nokta hiç de iç açıcı değil!
* Gelelim, şoförlüğe. 1992 yılında kurulan SS Erdek Minibüs-Midibüs-Otobüs Yolcu Taşıyıcılar Kooperatifi’nin başkanlığı görevini yürütüyorsunuz. Hâlen, 25 aracın bulunduğu bu çatı altında şoförlük de yapıyorsunuz. Mesleğinizi seviyor musunuz?
- Çok! Eğer başarılıysam ki başarılı olduğuma inanıyorum, bunun sırrı, işimi çok sevmemdir. Sevilmeden yapılan işlerde başarıya ulaşılması imkânsızdır.
* Aracınızla yolcuları Erdek’ten Bandırma’ya getirip götürürken, yaka mikrofonunuzla yöre hakkında bilgiler de veriyorsunuz. Yolculara hep güler yüzlü davranıyor, yolculuk bittikten sonra “iyi günler”, “yine bekleriz” diyorsunuz. Memnun oluyorlar mı?
- Elbette. Güler yüzlü insan, uygar insan demektir. En büyük mutluluğum, yolculuk bittikten sonra vatandaşlarımızın, yanıma gelerek, bu davranışlarım nedeniyle bana teşekkür etmeleri, benimle yolculuk yapmanın kendilerini güvende hissetmelerini sağladığını söylemeleridir. Yine yıllarca Erdek’te, başta üst düzey bürokratlar olmak üzere birçok vatandaşın, benim kullandığım araçla yolculuk etmek istemeleri beni ayrıca mutlu etmiştir.
* İyi bir şoför nasıl olmalı?
- Öncelikle aracının temizliğine çok özen göstermeli. Seferine çıkmadan önce aracını mutlaka temizlemeli. Yardım sever ve güler yüzlü, kılık-kıyafeti düzenli ve temiz olmalı. Ben, yıllarca öğrencileri, Erdek’ten, Bandırma’ya götürdüm. Görevim olmadığı halde onları okullarının önüne kadar bile bıraktım. Yine yaşlı ve hastaları, hastanenin önüne kadar götürürken, onlardan asla para talep etmedim. Çok ısrar ederlerse, “Gönlünden ne koparsa ver” dedim.
* Gelelim, politikaya. Yıllardır politikanın da içindesiniz. Politikayı da seviyorsunuz, değil mi?
- Şoförlük mesleği gibi politikayı da çok sevdim. Politikaya, 1966 yılında, Adalet Partisi (AP) Erdek Gençlik Kolu çatısı altında başladım. O zaman Gençlik Kolu Başkanımız Mustafa Emre’ydi. Bu çatı altında önemli görevler üstlendim. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından çok kısa bir süre gözaltına alındıysam da serbest bırakıldım. Daha sonra Erdek’te kurulan Anavatan Partisi’nin (ANAP) kurucuları arasında yer aldım. Ardından, Erdek’te Refah Partisi’ni (RP) kurdum, bu parti kapatıldı. Kurucularına yasak geldi. Bu nedenle daha sonra kurulan Fazilet Partisi’nde (FP) başkan olamadım. Ârif Çetin’in Erdek kurucu ilçe başkanı olduğu Fazilet Partisi’nde daha sonra yapılan kongrede başkanlığa getirildim. Bu parti de kapatılıp, yine bize yasak gelince daha sonra kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi’nde kurucu başkanlığını Dr. Ömer Erdoğan üstlendi. 2004 yılında genel merkez tarafından atamayla bu partinin Erdek ilçe başkanlığına getirildim.
* Şimdi, 7 Haziran 2015 seçimi yaklaşıyor ve siz, Ramazan Muslubaş’ın milletvekili adayı olması için ona destek veriyorsunuz. Neden Muslubaş?
- Ramazan Muslubaş’ı seviyor ve mizacıma uygun buluyorum. Çok insani bir yapısı var. Onu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk yıllarındaki Balıkesir milletvekili Turhan Çömez’e benzetiyorum. Yanlış anlaşılmasın, Çömez’in, daha sonraki yıllarda davranışlarını asla benimsemiyorum. Bir de, siyasette artık yeni yüzlere ihtiyaç bulunuyor. Bu yeni yüzlerden biri de Ramazan Muslubaş olmalı diye düşünüyorum. Ayrıca artık siyasette gençlerin de önünün açılması gerekir.
* Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, son yıllarda Erdek’teki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Başarılı değil tabii ki. Çok ve özverili çalışmak gerekir. Bu arada başarı için istikrar da çok çok önemlidir. Erdek teşkilâtımızda, benden sonra 5 ilçe başkanı göreve geldi. Bu doğru değildir. Yine Erdek, partimizden Hüseyin Aysan’ın belediye başkanlığı döneminde çok başarısız bir 5 yıl yaşadı. Yani Aysan ile partimizin dokusu tutmadı. Yoksa CHP ve Hüseyin Sarı’nın seçim kazanması mümkün olmazdı. Size çok iddialı bir değerlendirmede bulunmak isterim ki, Hüseyin Aysan, bugün partiden elini çekse, partimizin Erdek’te büyük sıçrama yapacağına inanıyorum.
* Erdek’in eski yılları ve günümüz politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Politikayı, halka hizmet yolunda bir ibadet gibi görüyorum. Görev aldığım her partide bunun bilinci içinde hareket ettim. Erdek’te eski yılların siyaseti de zordu ama siyasi çekişme sadece seçim dönemlerini kapsar, daha sonra yeni bir seçim dönemine kadar ara verirdi. Şimdi Erdek siyaseti, yılın 12 ayı sürüyor. Kaybeden ise Erdek oluyor. İlçemizde hâlen doğalgaz bile yok. Tabii, bu konuda biraz da Hüseyin Sarı’nın hatası var. 2004 yılında, sayın Sarı’nın Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Erdek Belediye Başkanı olduğu dönemde partimizin genel başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara’da bir kahvaltıda bir araya geldik. Başbakan, Erdek’in alt yapısı için ilçemize 10 milyar (10 trilyon) lira göndereceğini belirtti ve bu para Balıkesir Valiliği’ne geldi. Ancak sayın Sarı, “Ben, atanmışlardan bu parayı almam” deyince para geri gitti.
* Erdek politikasında barışa ihtiyaç var mı?
- Olmaz mı? Siyasete, dolayısıyla ilçeye huzur gelmesi, Erdek’in önünü açar ve geleceğini aydınlatır. Başta politikacılar olmak üzere herkes artık bunun bilincinde olmalıdır.